Türkiye, doğal güzellikleri ve eşsiz ekosistemleriyle bilinen bir ülke. Ancak iklim değişikliği ve aşırı su tüketimi gibi faktörler, bu doğal mirasımızın en kıymetli parçalarından olan göllerimizi tehdit ediyor. İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki Smart City & Partners (SC&P) Kurucusu Anıl Sevinç’in liderliğindeki ekibimiz olarak, geçen sene de bu konuda uyarılarımızı dile getirmiştik. Yapay zeka ve uydu teknolojilerini kullanarak bu hayati su kaynaklarını anlık olarak takip ediyoruz ve elde ettiğimiz son veriler durumun öngördüğümüzden de ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
Sayılar Konuşuyor: Endişe Veren Bir Tablo
Türkiye’nin kuraklık riski altındaki 8 önemli gölünü sürekli izleyen SC&P’nin son verileri, bazı göllerimizde su varlığının kritik seviyelere düştüğünü gösteriyor.
- Burdur Gölü: Yüzey alanı 114.183 km² olarak ölçüldü. Geçmiş yıllara göre ciddi bir düşüş yaşandığı bilinen Burdur Gölü, hala tehdit altında.
- Beyşehir Gölü: 484.416 km² ile Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan Beyşehir Gölü’nde su alanı devam ediyor olsa da, genel trendler dikkatli olmayı gerektiriyor.
- Bafa Gölü: Yüzey alanı 21.59 km²’ye düşmüş durumda. Ege’nin incisi Bafa Gölü’ndeki bu düşüş, bölgedeki ekolojik denge için endişe verici.
- Eğirdir Gölü: 365.558 km² ile önemli bir su kaynağı olan Eğirdir Gölü de geçmiş yıllara göre dalgalanmalar gösteriyor.
- İznik Gölü: 132.422 km² yüzey alanına sahip İznik Gölü, su seviyesi açısından izlenmesi gereken göller arasında yer alıyor.
- Manyas Gölü: 47.591 km² Kuş cenneti Manyas’ta alarm: Son 1 yılda %65 küçülme yaşandı. 135 km²’den 47 km²’ye düşen göl, biyoçeşitliliğin korunması için kritik eşikteki bir diğer kaybımız.
Eber Gölü: Bir Gölün Ölümü
Ancak tüm bu veriler içinde en dikkat çekici ve yürek burkan durum, Eber Gölü’nde yaşanıyor. SC&P’nin son ölçümlerine göre, Eber Gölü’nün yüzey alanı inanılmaz bir şekilde 0.001 km² olarak kaydedildi. Bu, gölün neredeyse tamamen kurumuş olduğu anlamına geliyor. Bir zamanlar sazlıkları, kuş türleri ve çevresindeki yaşam için kritik bir öneme sahip olan Eber Gölü’nün bu durumu, kuraklığın ve insan etkisinin ne denli yıkıcı olabileceğinin acı bir göstergesi. Eber Gölü artık alarm vermiyor; o, sessizce yok oluşun acı bir sembolü haline geldi.

Gelecek İçin Ne Yapmalı?
Tatlı su kaynaklarımızın tükenmesi, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın ortak sorunudur. Yapay zeka ve uydu teknolojileri gibi modern araçlar, bu değişimi anlamamız ve müdahale etmemiz için bize güçlü birer araç sunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Su Verimliliği Seferberliği” kapsamında hazırlanan eylem planları büyük önem taşıyor. Ancak bireysel olarak da her birimizin üzerine düşen sorumluluklar var:
- Su tasarrufu konusunda bilinçlenmek.
- Su ayak izimizi azaltmak.
- Sürdürülebilir tarım ve endüstriyel uygulamaları desteklemek.
- Su kaynaklarımızın korunması için sesimizi yükseltmek.
Eber Gölü’nün durumu, bize acı bir ders veriyor. Bu dersi iyi anlamalı ve diğer göllerimizin de aynı kaderi paylaşmaması için acilen harekete geçmeliyiz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve yeterli su kaynakları bırakmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.